20080309

işin sırrı olin'de

Zayıf ve cılız saçlarımı canlandırmak iiçin dednemediim kozmetik ürünü kalmadı.. Fakat ne kırıklardan kurtulabildim ne de cüzdanımdaki hafiflemeden.. Bu nedenle son iki haftadır -haftada bir kere olmak suretiyle- cüzdanımın eski ağırlığını korumasını sağlayan bir kocakarı formülü uyguluyorum. İsmini "ot-bok maskesi" koydum. İçeriği şu şekilde:

- 2 yemek kaşığı bal
- 2 yumurta sarısı
- 2 yemek kaşığı zeytin yağı
- 2 yemek kaşığı badem yağı

Hepsini midem bulanana karıştırıp daha sonra temiz saçlarıma sürüyorum ve saçlarımı saç bonesi (otellerde falan verilen dandik olanlar) ile ya da streç filmle sarıp 1 saate yakın bir süre kek misali dolaşıyorum. aha sonra güzelcene durulayıp şampuanlıyor (merak etmeyin çok kolay çıkıyor saçtan ve hiç de kötü kokmuyor), saç kremi falan sürmeden kurutuyorum. Maske içindeki yumurta saça inanılmaz bir yumuşaklık veriyor, badem yağı gürleşmesini sağlarken zeytin yağı da parlaklık verip besliyor. Balın ne işe yaradığı konusunda henüz bir fikrim olmasa da pek çok yaşlı kadının saç bakım maskelerinde kritik bir içerik olması nedeniyle mutlaka iyi bir işe yaradığını düşünüyorum.

20080220

Kedim bana huzur veriyor. Bıyıkları, her şeyi koklayan o sümüklü burnu, koca koca patileri hep sükunet kaynaklarım.. Montumda ya da pantolonumda tüylerini gördüğüm zaman huzur doluyor içim, gülümsüyorum içten. Uykulu bakışları, şımarık bakışları, boş bakışları bile rahatlatıyor beni, unutturuyor.. Güzeller güzeli kedim..

20080211

aman doktora canım doktora

derdime bir çare olsun diye doktoraya da başladık bakalım gün itibarı ile.. kulağa hoş gelen bir öğrenci numaram, girmem gereken 4 lab., ve bu yarıyıl için almam gereken 3 ders ile mutlu mesut sırıtıyorum. ve tabi bir de çok yakında kavuşacağım öğrenci kartım heheh.. ders almayı özlediğimi varsaymaya çalışıyorum zira hiç özlemedim ulan bir gıdım bile hem de.. şimdi işin gücün yok vizedir. finaldir, sunumdur, seminerdir, yeterliktir kas dur.. neyse.. hayırlı olur inşallah..


20080210

hey beybi

bir kaç zaman önce madem boşum, o zaman neden blogmuyorum demiştim kendime.. neticesinde de bol yeşilli bir blog tutmaya başlamıştım şimdi ne adını, ne adımı, ne de şifresini hatırladığım.. sonrasında güncemkomla telafi ettim içimdeki randomize tuşlama eğilimini ama her nedense yeniden blogasım geldi bu gece.. ve işte karşımızdayım! ben bulanti! hoşgeldim, hoşbuldum, beşgidiyorum.. en kısa zamanda görüşmek üzere..